(0346) 235 0 235
info@muratsu.com.tr

Sık Sorulan Sorular

Ortalama sıcaklıklarda yaşayan sağlıklı bir yetişkinin günlük olarak kaybettiği ve yerine koyması gerektiği su miktarı ortalama 2,5 litredir. Bu ihtiyacın bir kısmının muhtelif yiyecekler yolu ile alındığını varsayarak bir yetişkinin günde en az 1,5 litre su içmesi gerektiği söyleyebiliriz. Bu miktar beslenme uzmanlarınca yetişkinlere tavsiye edilen asgari miktardır. Ancak hamilelerin daha fazla su tüketmeleri gerekmektedir. Bebeği bütünüyle çevreleyen, kan plazması hacminin artışını destekleyen ve anne sütü oluşumuna yardımcı olan amniyotik sıvının (%98-99'u sudan oluşan) üretilmesi için ekstra su ihtiyacı doğar.
Magnezyum yeni yönetmelikte değerlendirmeye alınmayan bir parametredir. Magnezyum ile ilgili bir alt-üst sınır bulunmamaktadır. Magnezyumu fazla olan sular daha sert sulardır. Yumuşak içimli sularda ise magnezyum oranı daha düşüktür. Damak zevki ve ülke kültürüne göre tercihler değişebilmektedir.
pH suyun asitlik veya bazlık durumunu gösteren logaritmik bir değerdir. Çözeltide bulunan H+ iyonu konsantrasyonunu ölçer. pH, H+ iyonlarının elektrik potansiyellerine bağlı olarak veya renk indikatörleri (örn; fenolfitalein) ile ölçülebilir. pH değeri daima 1 ve 14 arasında değişen bir sayıdır. Asidik sıvıların hidrojen iyon sayısı yüksektir ve pH değeri 7 den küçüktür. Bazik olan alkali sıvıların hidroksil iyon sayısı yüksek olup, pH değerleri 7 den büyüktür.
Bir maddenin iletkenliği, ilgili maddenin ısı, elektrik ve sesi iletme yetisi ya da gücü olarak tanımlanabilir. Suda iletkenlik, içindeki mineral ve mineral tuzlarının tamamının vermiş olduğu elektriksel bir değerdir. Sudaki mineral ve mineral tuzlarının miktarı arttıkça iletkenlik de artar.
Yeryüzündeki sular buharlaşarak bulutlarda depolanır ve tekrar yeryüzüne yağmur olarak döner. Dönüş sürecinde atmosferdeki karbondioksiti çözer ve bir miktar asidik hale gelir. Bu asidik yağmur suyu muhtelif kaya katmanlarından ve akiferlerden kalsiyum karbonatı çözmektedir. İşte bu çözülmüş mineralleri yüksek miktarlarda taşıyan sulara sert su denir. Bir suyun sertlik derecesi kalsiyum karbonatın ilgili suda ne kadar çözüldüğüne bağlıdır. Benzer kimyasal reaksiyonlar magnezyum sülfat, klorid, asit silisit tuzu ve demir için de geçerlidir. Ancak, çözülmüş haldeki kalsiyum karbonat bir suyun sertliğine en fazla katkı yapan elementtir.
Ambalajlı sular, yönetmelik gereği ilk çıktığı haliyle temiz ve sağlıklı olmak zorundadır. İlave bir işleme gerek kalmaksızın direkt olarak suyu kaynağından içebilirsiniz. Ambalajlı su, Sağlık Bakanlığı'nın çok sıkı yönetmelik hükümlerine göre ruhsat alındığı, sürekli denetim altında olduğu ve halk sağlığı açısından bir risk taşımadığı yönünde bir güvencenin var olduğu anlamını taşır. Genelde çeşme suları içinde taşıdığı klor gibi dezenfektanların etkisiyle rahatsız edici bir koku ve lezzete sahiptirler. Ambalajlı sularda ise bu tür sorunlar mevcut değildir.
Serin (5-15 derece), karanlık (güneş ışığından uzak) ve kuru (%50 nemden az) bir yerde saklanmalıdır. Ambalajlı sularınızı kalorifer yanında, direkt güneş ışığı altında tutmayınız.
Suyunuzu kullanırken tüketim süresine ve saklama koşullarına dikkat etmeniz gerekmektedir.
Damacana su, direkt güneş ışığı almayan, yeterince havalandırılan temiz bir ortamda saklandığı sürece, değişime uğramadan en az 10 gün süreyle yapısını korur. Damacana suyu ayrıca serin ve kuru bir ortamda muhafaza etmek gerekir.
Boş damacana şişe içerisine herhangi bir sıvı/katı madde kesinlikle koymayınız, yabancı maddeler atmayınız.
Damacanayı pompa ya da sebilsiz kullanıyorsanız, kapağını açık bırakmayınız.
Damacana kapaklarını atmayınız. Boş damacanalarınızı teslim ederken kapağını kapatarak veriniz.
Serin(5-15 derece), karanlık (güneş ışığından uzak) ve kuru (%50 nemden az) bir yerde saklamalıdır. Ayrıca özellikle kimyasallar, deterjanlar, temizlik maddeleri, benzin ve bunun gibi maddelerden mümkün olduğunca uzak tutulmalıdır. Çünkü su bizim çevrede algılayamadığımız kokuları dahi yavaşça kendisine çekme özelliğini taşır.
Şişe ambalajının hava geçirgenliğinin derecesi: Şişe ambalajının cinsi ve kalınlığı hava geçirgenliğini belirler. Bu da sonuçta söz konusu ambalajın dış ortam kokularına karşı korunmalı olup olmayacağını belirler. Pet ve polikarbonat ambalajların moleküler yapılarından dolayı, sular dış ortam kokularına karşı daha hassastır. Depolama ve saklama koşulları: Depolama ve saklama esnasında uygun ortam koşulları (temiz, kuru, kokusuz, güneş görmeyen) sağlanmaz ise ilerleyen günlerde suyun bozulması (yeşillenme, tortu yapma gibi)söz konusu olacaktır.
Polikarbonat şişeler esnek ve uzun süreli kullanım özelliğine sahip olup hijyenikliği daha kolay kontrol altına alınabilen ve toksokolojik açıdan da insan sağlığına uyumlu olan ambalaj özelliği taşımaktadır. Bebek biberonları dahi artık dünyada polikarbonat hammaddesinden yapılmaktadır.
Suyunuz dünya standardı olan özel polikarbonat şişelerde sunulmaktadır. Polikarbonat plastik değildir ve bebek biberonlarında kullanılan çok özel bir gıda saklama ambalajıdır.
Polikarbonat şişeler hava geçirgenliğine sahip olduğundan bulundukları ortam havasındaki aromatik kokuları suya geçirebilirler. Ambalajlı suları, olumsuz tat ve koku verebilecek her türlü ortamdan ve gıda maddesinden uzak tutmaya özen gösteriniz.
Polikarbonat şişeler sadece doğal kaynak suyu içindir ve camın 200 kat daha dayanıklı hali olmasına rağmen dış darbelere karşı hassasiyet taşımaktadır. Teslimat ve kullanım esnasında oluşabilecek gözle görülmeyen küçük çatlaklara karşı damacana şişenizi kontrol altında tutmanızı ve ıslandığında zarar görebilecek halı kaplı ya da ahşap zeminlerde muhafaza etmemenizi tavsiye ediyoruz.
19 litre damacana ürünü uluslararası literatürde galon birimi ile değerlendirilmektedir. 1 galon 3,8 litre'dir. 1 damacana 5 galon'dan oluşmaktadır. (standart ölçü)
5 litre üzerindeki ambalajlı ürünler maksimum 3 veya 4 gün içerisinde, diğerleri ise özellikle ağız teması söz konusu olduğundan gün içerisinde tüketilmesi gerekir.
Plastik kökenli bu tarz şişelerde kullanım süreci sonrasın da plastik yorgunluğu oluştuğunda, şişe dolum esnasında oluşan basınç nedeniyle kırılarak kullanım harici kalmaktadır. Olumsuz muhafaza koşulları ve amaç dışı kullanımlar şişenin ömrünü belirlemektedir. PC şişeler yüzeylerinde stresin yüksek olduğu şişelerdir. Polikarbonat hammadde üreticileri PC şişelerde kullanım sürecini 50-55 kez olarak tavsiye etmektedirler.
Gıda ürünlerinde raf ömrünü genel olarak hammadde özellikleri, uygulanan işlem, paketleme ve ambalaj teknolojisi belirler.
Doğal kaynak sularında ürüne bir işlem yapılmadığı için raf ömründe ambalaj belirleyici olmaktadır.
PC ve pet ürünlerde kapaklama yöntemleri ve kullanılan ambalaj farklı olduğu için raf ömürleri farklıdır. Pet ambalajlarda kapak teknolojisi daha uzun raf ömrüne uygunken, PC ambalajlarda bu süre daha azdır.
PC ambalajlarda 1 yıl, pet ambalajlarda 2 yıla kadar raf ömrü verilebilir. Şuanda uyguladığımız raf ömrü süreleri bu sürelerden daha kısadır. Bu uygulama Pazarlama ve Satış açısından olumlu sonuçlar yaratmaktadır. (PC 2 ay kapalı, pet 1 yıl kapalı)
İnsani Tüketim Amaçlı Sular Yönetmeliğinde kapakların rengi ile ilgili bir değerlendirme bulunmamaktadır. Ambalajlı sularda kapak renginin doğa ve su rengi ile bağdaşması uyum açısından önemlidir. Bizim ürün ambalajlarımızda tercih ettiğimiz renk doğaya ve suyun doğal rengine uyumlu olan mavidir. Firmaların kendi politikaları gereği farklı renklerde kapak kullanabilirler. Yönetmelikte bu konu ile ilgili bir sınırlama yoktur.
Pet şişelerimiz şeffaf preformdan üretilmektedir. Pet şişelerin hammaddesine boyar maddeler ilave edilerek renkli hale getirilebilir, bu firmaların tercihidir.
19 litre polikarbonat şişelerde mavi rengin tercih edilmesinin iki nedeni vardır.
Birincisi transmisyon olayıdır; mavi rengin güneş ışığının kırılmasına karşı olan hassasiyetidir. Çünkü şişe hacmi büyük ve tüketim süresi uzun olmasından dolayı şeffaf olur ise, daha fazla güneş ışınlarından etkilenecektir. İkincisi ise doğal su renginin mavi ve tonlarından oluşmasıdır.
Bugünkü bilimsel çalışmalar ışığında PC ve pet ten üretilen ambalaj malzemelerinin ambalajlı su dolumunda güvenle kullanılmasında sakınca yoktur. Bir gıda için güvenli olan bir malzeme diğer bir gıda söz konusu olduğunda gıdanın içeriği (pH değeri, gazlı olup olmaması vb ) nedeniyle tercih edilmeyebilir. Ancak ambalajlı su üreticisi olarak bizler, gerek tüm dünyada gerekse ülkemizde gıda ambalajı olarak kullanılmasında sakınca olmadığı bilimsel otoritelerce test edilmiş ve onaylanmış olan malzemeler kullanmaktayız, bunların dışında onaysız malzeme kullanmamaktayız.
Ambalaj üreticileri de Tarım Bakanlığı'ndan üretim izni alırken ürettikleri malzeme örnekleri bakanlıkça analiz edilmektedir.
Ayrıca bize özel olarak Fransadaki AR-GE laboratuvarımızda suya temas eden ambalaj malzemeleri ilk onaylanırken kapsamlı testler yapılmaktadır. Onaylanmayan malzemeler ise şirketimizde kesinlikle kullanılmamaktadır.
Su pompalarının sık sık temizlenmesi ve belirli aralıklarla değiştirilmesi suyun kalitesinin korunması için önemlidir. Damacana suyun kullanımının pratikliği açısından hemen hemen herkesin evinde mevcut pompaların temizliği, suyun ömrünün olabildiğince uzaması için önemlidir. Yaygın olarak kullanılan bu pompalar suda ciddi koku ve tat bozukluklarına neden olmaktadır. Su pompalarının iç kısmında bulunan körüklerin sürekli nemli olması toz taneciklerinin yapışmasına sebep olabildiği için zamanla ciddi bir kirlilik oluşturabilmektedir. Suda kötü tat ve kokuyu hissetmeye başladığınız anda pompayı yenilemeniz gerekmektedir.
Öncelikle tükettiğiniz ambalajlı suyun Sağlık Bakanlığı tarafından izni olup olmadığını, etiketin üzerinde izin tarihi ve sayısının bulunup bulunmadığını kontrol etmek gerekir. Satın aldığınız suyun etiketinde, gövdesinde (kabartma), emniyet bandında ve kapağında olmak üzere dört ayrı yerinde markasının bulunmasına dikkat ediniz. Bunun yanısıra, yine etiket bilgilerinde cinsi, üretim adresi, suyun sahip olduğu bileşenler ve suya uygulanan işlemler mutlaka yer almalıdır. İmal ve son kullanma tarihi, parti ve seri numarası, şirket logosunun ayrıca damacana ambalaj üzerinde kabartma ile yazıyor olması gerekir. Güvenlik bandına önemle dikkat etmek de suyu açanın ilk siz olduğunuzun göstergesidir.
Doğal kaynak suyunun şişelenmiş olması, söz konusu kaynak suyuna dolum yapılabilmesi için Sağlık Bakanlığı'nın çok sıkı olan yönetmelik hükümlerine göre ruhsat alındığı, sürekli denetim altında olduğu ve halk sağlığı açısından bir risk taşımadığı yönünde bir güvencenin var olduğu anlamını taşır.
Şişelenmiş doğal kaynak suyunda su kaynaktan ilk çıktığı haliyle saf ve temizdir. İlave bir işleme gerek kalmaksızın direkt olarak suyu kaynağından içebilirsiniz. Suyun saflığı ve temizliği yeryüzüne ilk çıkış noktasından yani kaynadığı noktadan, tam otomatik makinelerde şişeye dolumuna kadar olan süreçte çok sıkı kontrol altındadır.
Diğer taraftan genel olarak suyun çeşmeye kadar olan yolculuğu farklıdır; çeşme suyunda su kaynakları dereler, nehirler gibi yüzey sularına dönüşmekte ve toplanma havzalarına ya da barajlara gelmektedir.
Bu biçimde toplanmış sular muhtelif filtreleme, klorlama ve dezenfeksiyon işlemlerinden geçirildikten sonra su şebeke boruları vasıtasıyla konutlara pompalanmaktadır.
Sonuç olarak şişelenmiş doğal kaynak suyu; hijyenliği, ambalajı ve markası ile tüketicinin beğenisini ve güvenini kazanmak zorunda olan ticari bir maldır. Bu nedenle yapılan yatırımlar çok büyüktür; bazı küçük korsan firmalar dışında aklıselim hiçbir su sanayicisi tüketicisinin sağlığını riske atarak kendi şirketinin piyasadan silinme riskini göze alamaz.